2. Uluslararası BASEV Kongresi “İlham Veren Başarı Hikayeleri” temasıyla toplandı.
(İstanbul) BASEV Basım Sektörü Yenilikçilik ve Mükemmeliyet Merkezi çalışmaları kapsamında düzenlenen 2. Uluslararası BASEV Kongresi, 23 – 24 Kasım 2016 tarihlerinde Yenibosna’da Dış Ticaret Kompleksi Toplantı Salonu’nda gerçekleştirildi. Kongrenin temasına uygun olarak, yurt içinden ve yurt dışından, sektörden ve sektör dışı kişilerin ve kuruluşların ‘ilham veren başarı hikayeleri’ paylaşıldı.
Açış konuşmasında BASEV Yönetim Kurulu Başkanı M. Sermet Tolan, “Kongre temasını bu yılın başlarında belirlemiştik; bu yıl başımıza gelenler ne kadar doğru seçim yaptığımızı gösterdi” diyor. Sektörden başarı hikayeleri seçmediklerini, rekabet nedeniyle yoruma ve tartışmaya açık olacağından bundan kaçındıklarını belirten Tolan, gelecekte daha olgun rekabet koşullarında genç kuşağın bunu gerçekleştirebileceğini dile getiriyor.
Şirket birleşmeleri katma değer yaratmalı
2. Uluslararası BASEV Kongresi’nin ilk konuşmacısı, Duran Doğan Basım ve Ambalaj San. A.Ş. ve Duran Makine Sanayi ve Ticaret A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Oktay Duran, “Şirket birleşmeleri ve sonuçları” konusunda deneyimlerini aktardı. Duran, hem Duran Ofset – Doğan Matbaası birleşmesini, hem de dünyanın önde gelen üç katlama yapıştırma makinesi markası arasında yer alan Duran Makina’nın başarı hikayesini anlattı.
Oktay Duran, Duran Ofset – Doğan Matbaası birleşmesi konusunda, “Eğer iyi niyet sözkonusuysa, herkesin farklı yoğurt yeme şekilleri vardır; bunu hoşgörürsünüz” diyor. Duran, birleşmenin olumlu yönlerine odaklandıklarını ve kutu üretiminde her iki şirketin daha iyi olduğu teknik becerilerin birleşmesinin katma değer yarattığını vurguluyor, “Zaman zaman tartışmalarımız da oldu ama bunlar hep aramızda kaldı” diye ekliyor. Birleşme esnasında Doğan Matbaası’nda hisseleri olan Yıldız Holding’in hisseleri bugün Fransız LGR International şirketinde. Duran Doğan, yaklaşık 240 personeli olan bir firma ve % 50’ye yakın ihracat oranıyla çalışıyor.
Oktay Duran, “Duran Makina Doğan Ofset’in değişik kutu ambalajlar yapma ihtiyacından doğdu” diyor. İtalya’da uygun makine için araştırma yaparken, özel üretim istekleri reddedilince makine imalatına karar vermişler. KASAD üyesi meslektaşlarının talepleri üzerine dışarıya üretim de başlamış. Bugün Omega’nın dünya çapında ABD dahil distribütörleri ve 700’ü aşkın çalışan makinesi var. Omega, ikinci elde de bekleme listesi olan, aranan bir marka.
Grafik kağıtlarına talep azalırken ambalaj kağıtlarına talep artıyor
Kongrenin ikinci konuşmasıcı, Sappi Europe Grafik Kağıt Bölümü Satış ve Pazarlama Başkan Yardımcısı Marco A. Eikelenboom, “Önümüzdeki 10 Yılda Kağıt Endüstrisinin Geleceği” konulu bir konuşma yaptı. Grafik kağıtlarında 2008’den bu yana tartışma konusunun “Yayıncılık bitecek mi, talepteki azalma döngüsel mi, yoksa çağ bitiyor mu?” soruları etrafında döndüğünü ifade eden Eikelenboom’a göre, Avrupa’da talep azalırken, her yıl bir kağıt makinesi kapanıyor. Halen Avrupa’da 1 milyon ton kapasite fazlası var ve bunun 2 milyon tona çıkması tehlike arzediyor. Çin’de ve diğer gelişmekte olan ülkelerde talep artıyor. Grafik kağıtlarında talep azalmaya devam ederken, ambalaj kağıtlarına talep artacak. Çevre konusundaki yalanlara değinirken, Avrupa’da orman alanlarına her yıl 1500 futbol sahası eklendiğini vurgulayan Eikelenboom, Cimpress’in 178 milyon $, Heidelberg’in 100 milyon $ dijitale yatırım yaptıklarını anlatıyor ve sektördeki firmaların değişime ayak uydurmak, gelen fırtınayı ‘sekteye uğratmak’ zorunda olduklarını ekliyor.
Müşteri en iyisini hak eder…
Tiyatrocu ve Yazar Nilgün Yerli, “Yerli Yersiz Gösterisi Başarı Hikayesi” adlı sunumunu bir performans gösterisi şeklinde gerçekleştirdi. Hollanda’da 15 yaşındayken anne ve babasını trafik kazasında kaybeden Yerli, rahibelerin yanında büyümüş. “Rahibelerle yaşarken dinler arasında saygıyı öğrendim” diyen Nilgün Yerli, hoşgörü konusunda ilk gösterisini 3 bin Türk işçi çalıştıran bir şirket için yapmış. Menejerinin Paris’te, hayalindeki tiyatronun hemen yanındaki bir salonda ayarladığı gösterisine sadece yedi izleyici gelince, önce büyük hayal kırıklığı yaşamış olsa da, sonra onların en iyisini hak ettiklerine karar vermiş ve onlara üç saati aşan bir performansla en iyisini sunmuş. Yedi izleyiciden biri, hayalindeki büyük tiyatronun müdürüymüş ve hemen kuliste 15 günlük ilk gösterisi için anlaşma yapmışlar. Sanatçı, ‘Yerli Yersiz’ adlı gösterisini, geçtiğimiz ay Ankara, İstanbul ve İzmir’de sanatseverlerle buluşturdu.
Her gün kendini yenileyen fırsatlarla dolu bir dünya…
Kongreye HP Indigo Temsilcisi Matset A.Ş. sponsorluğunda Yunanistan’dan davet edilen Fotolio & Typicon SA Pazarlama ve İş Geliştirme Danışmanı Stella Kalapotli, “Dijital Baskı İle Yeni Fırsatlar; Pazarlama Gelişmeler ve Avantajlar” konulu bir sunum yaptı. Kallapoti, hiç de yabancısı olmadığımız bir anekdot ile sözlerine başlıyor. HP Indigo 10000 ve 5600 baskı makineleri olan şirkete geldiği ilk gün şirket sahibi “Baskı sektörüne bir girdin mi bir daha çıkamazsın” demiş. Altı yıldır kamu, özel sektör kuruluşlarına, ajanslara tasarımcılara hizmet veren Fotolia’da çalışan Kallapoti, inovasyon, yaratıcılık ve teknoloji ile pazarlama alanında harika fırsatlar bulduğunu belirterek, “Dijital ve HP Indigo sonsuz fırsatlarla dolu bir dünya ve her gün kendini yeniliyor” diyor. Sunumunda, yaratıcı, farklı iş örnekleri gösteren Kallapoti, müşterileriyle her gün yeni fikirler aramanın ve uygulamanın heyecanını yaşadıklarını kaydediyor.
Stella Kalapotli’nin gösterdiği iş örnekleri arasında film afişleri, TEDx için Tyvek kullanılmış zarflar, şirket etkinlikleri için posterler, Allpack Hellas Magazine için HP Mosaic yazılımı kullanılarak hazırlanmış ve basılmış benzersiz dergi kapakları vardı. Kallapoti, “Uzmanlaşma ile fark yaratabiliriz. Sınırsız uygulama, onları keşfetmemiz için bizi bekliyor” diye ekliyor.
Onur Yazıcıgil: Geliştirdiği font Google tarafından satın alınan tipograf sanatçısı
Tipograf ve Tasarım Eğitmeni Onur Yazıcıgil, “Osmanlı Tipografi ve Font Kültürü” üzerine hazırladığı konuşmasını, bir başarı hikayesine uyarlayarak sundu. Amerikan Purdue University’den yüksek lisans derecesi olan Yazıcıgil, önce fotoğraf, yapısal tasarım ve afiş tasarımı üzerine çalışmış. Daha sonra asıl tutkusu olan harf tasarımına yönelmiş. Geliştirdiği Duru Sans fontu, Google tarafından satın alınarak web fontları arasına katılmış. Yazıcıgil halen Sabancı Üniversitesi’nde dersler veriyor. Yazıcıgil, konuşmasında Osmanlı font kültüründen ilginç örnekler sundu.
Kullanıcı deneyimi ve basım yayına etkileri
İstanbul Teknik Üniversitesi Endüstri Ürünleri Tasarımı mezunu olan İzlem Akman, daha sonra Londra City University’de ‘insan odaklı sistemler tasarımı’ üzerine master yapmış. Akman Londra’da şirket içi iş süreçlerini dijitalleşmeye yönlendirerek verimliliğin arttırılmasına odaklı bir şirkette çalışmaya başlamış. Halen Remedy Box firması için çalışıyor. Akman, teknoloji – kullanıcı ilişkisi ekseninde kullanıcı deneyimi kavramını ve şirketler nezdinde bu kavramın önem kazanması üzerine araştırmalar yapılması sürecini özetlediği konuşmasında, bu süreçler sonunda ortaya çıkan ‘kullanıcı odaklı tasarım’ ve ‘kullanıcı deneyimi tasarımı’ kavramları hakkında bilgi verdi.
Mutfak Sanatları Akademisi: Sıra dışı bir başarı hikayesi
İlk günün son konuşmacısı, Mutfak Sanatları Akademisi (MSA) Kurucu Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Aksel, ‘Dünyanın En İyi Mesleki Eğitim Merkezi’ seçilen MSA’nın başarı hikayesini anlattı. Farklı işler denemiş, çok parasız günler geçirmiş ama denemekten hiç vazgeçmemiş bir isim Mehmet Aksel. 2004 yılında birçok zorluğu aşarak kurduğu MSA, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı bir özel okul. MSA dünyanın en büyük akreditasyon kurumlarının başında gelen İngiltere kökenli City & Guilds, İskoç SQA ve Pearson/Ed Excel tarafından onaylı Türkiye’deki tek okul. Aksel 2010 yılında ‘Yılın Girişimcisi’ seçilerek, Endeavor ödülüne layık görülmüş. 2013-14 yıllarında Dünyanın En İyi Meslek Okulu seçilen, yılda 1200’ü aşkın mezun veren MSA’nın mezunları arasında Michelin yıldızlı restoranlarda çalışan 42 aşçı var.
Bankacılıkta büyük dönüşüm
2. Uluslararası BASEV Kongresi’nin ikinci gününün ilk konuşmacısı Garanti Bankası’nın efsanevi Ceo’su Y. Akın Öngör, “Garanti Bankası’nda Yaşanan Büyük Dönüşüm ve Sonuçları” konulu bir konuşma yaptı. Öngör’ün konuşması ilgiyle izlendi ve verilen süre çok aşılmasına rağmen bu ilgi eksilmedi. Garanti Bankası’nda Genel Müdür Yardımcısı iken Ayhan Şahenk tarafından Genel Müdür olarak görevlendirilen Öngör, bankayı 7 yıl içinde nasıl ‘dünyanın en iyi bankası’ yaptığını anlattı. Bu değişimin en zorlu süreci, kişileri alışkanlıklarını değiştirmeye zorlamanın yanında, iş süreçlerinin gelişen teknolojiye uygun olarak yeniden yapılandırılmasında yaşanmış. Bu sürece ayak uyduramayan veya değişime ayak direyen yöneticiler elenmiş. Çalışanlar arasında kadın – erkek oranı % 40 / 60’a getirilmiş. 1997 yılında Garanti Bankası Financial Times tarafından Mercedes Benz ile birlikte ‘en saygın kuruluş’ olarak tanımlanmış.
“Müşteri odaklılık” yerine “insan odaklılık”
SPT Eğitim ve Danışmanlık Genel Müdürü Jan Cırıl, “Başarıya Giden Yolda Yeni Nesil Müşteriyi Anlamak” konulu bir konuşma yaptı. “Eskiden ne üretirsek alan müşteri değişti; kötü alışkanlıklar edindi” diyen Cırıl, bir firmanın müşteri odaklı olması için beş neden sıralayabilmesi gerektiğini belirtiyor. Müşteriyle iş ilişkisinin ötesinde bir bağ kurulması gerektiğini belirten Cırıl, “Müşterinin hangi işini çözüyorsunuz” sorusuyla sıradan alım – satım ilişkisinin ötesine bakılması gerektiğini işaret ediyor. Müşteri temas noktaları, müşteri şikayetleri konularına değinen Cırıl, müşteri odaklılık ve çalışan odaklılık yerine hepsinin üstüne insan odaklılık kavramının konulması gerektiğini vurguluyor ve ekliyor. “Çalışan memnuniyeti göz ardı edilerek belirlenmiş hiçbir stratejinin yaşama şansı yoktur!”
Kitap baskısında uzmanlaşma
Heidelberg Türkiye’nin sponsorluğunda Letonya’dan davet edilen misafir konuşması Livonia Print SIA CEO’su Trond Erik Isaksen, “Verimli Kitap Baskısında Uzmanlaşma” konulu bir konuşma yaptı.
Letonya’da 380 basım şirketi var ama bunlardan 10’u çok aktif; çoğunluğu çok küçük işletmeler. Sektörün 2015 cirosu 370 milyon avro ve bunun 277 milyon avrosu ihracattan sağlanıyor. En önemli müşteriler Danimarka dahil İskandinav ülkeleri ve Almanya. Aslen Norveçli olan Isaksen, Litvanya’da pazarlama direktörü bir kadınla ortak olarak matbaayı kurmuş. Şu anda ikisi 10 renk, üçü 8 renk perfektörlü; biri 4 renk XL 162 olmak üzere, 2-10 ünite arasında toplam 55 ünite Heidelberg ofset baskı makinesi; bir 1194 mm Timson veb ofset baskı makinesi, bir Heidelberg Linoprint CP dijital baskı makinesi var. Baskı sonrasında da Müller Martini Alegro, Diamant MC 60 cilt hatları ve bir Eco System Modulo DRY laminasyon makinesi bulunuyor. Letonya’nın üç büyük matbaasından biri haline gelen firma çalışanlarına da uygun koşullar sağlamış. Birçok ödülü arasında sürdürülebilir büyüme ve iş ödülleri, ihracat ödülleri, FSC dahil sertifika ve lisansları bulunuyor. 2016’nın ilk yarısında altı aylık cirosu 25.3 milyon avro olan şirket, otomasyon sayesinde % 8 ciro artışını personeli artırmadan başarmış.
“Print in İstanbul’ URGE projesi ve sektörün ihracat açılımı
İstanbul Ağaç Mamulleri ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Levent Çolakoğlu, “Matbaa Endüstrisinde İhracat Geliştirme Projeleri, Uygulamaları ve Sonuçları” konulu konuşmasında sektörün farklı kesimlerinden 14 firmanın ‘Print in İstanbul’ markasıyla gerçekleştirdikleri URGE projesi kapsamındaki faaliyetleri, fuar katılımlarını anlattı. Katıldıkları fuarlarda önemli bir deneyim kazandıklarını ve sektörün potansiyelini tanıttıklarını belirten Çolakoğlu, sektör mensuplarının TİM bünyesinde, İstanbul Ağaç Mamulleri ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği içinde aktif olarak yer almaya, seçimlerde oy kullanarak sektörün ağırlığını arttırmaya davet ediyor ve bunun ihracat projelerinde ve finansmanında sağlayacağı büyük imkanlara vurgu yapıyor.
Tinerci sokak çocuklarından dünya buz hokeyi şampiyonu bir takım yaratmak
Zeytinburnu Belediyesi Spor Kulübü Başkanı Halit Albayrak, bazen göz yaşartan, bazen gülümseten bir “Sosyal Sorumluluk Projesi Başarı Hikayesi” anlattı. Hikaye Albayrak’ın işlettiği bir anaokulu yakınında Zeytinburnu Belediyesi tarafından kurulan bir buz pisti ile başlıyor. Buradan yararlanmak için anaokulu personeliyle bir buz hokeyi takımı kuruyorlar. Sonrasında bu piste dadanan tinerci gençlerin pisten yararlanan halkı tedirgin ettiği fark ediliyor. Belediye Başkanı ile bir görüşmelerinde onlardan bir buz hokeyi takımı teşkili gündeme geliyor. Sonrası buz pisti, karakol ve kupa törenleri arasında geçen, yer yer çok duygusal bir hikaye olarak devam ediyor. Takıma antrenör beğendirmek çok zor olsa da sonunda maya tutuyor ve Türkiye ve dünya şampiyonluğuna kadar uzanan başarılar birbirini takip ediyor.
“Baskının 3. Boyutu: Katmanlı Üretim ve Gelecek”
Kongrenin son konuşmacısı +90 3B Dijital Fabrika Proje Müdürü Cem Severcan, üç boyutlu (3B) baskının geldiği noktayı ve otomotiv, moda, metal, tıp, basım gibi farklı endüstrilere getirdiği çözümleri örnekleriyle anlattı. Severcan’ın verdiği rakamlara göre halen 4 milyonu aşkın 3B yazılım kullanıcısı, 92 bini aşkın profesyonel 3B yazıcı ve 573 binden fazla kişisel 3B yazıcı bulunuyor. 2040’ta her evde bir 3B yazıcı olacağı tahmin ediliyor.
Bu alanda gelişmeler sınır tanımıyor. Self-Assembly Lab, Stratasys ve Autodesk iş birliği ile geliştirilmekte olan 4 boyutlu (4B) baskıda, baskı malzemesinin kodlanabilmesi sayesinde, bir etken veya engelle karşılaştığında şekil değiştirebilmesi üzerine çalışılıyor.
Plaket ve ödül töreni ve kapanış
Kongre ödül ve plaket töreniyle devam etti. Kongrenin gerçekleşmesine, ekranda yer verilen BASEV ana sponsorları, konuşmacıların davetlerinde sponsor olan firmalar, fuayede stant açan etkinlik sponsorları ve toplantı salonu girişindeki panoda yer verilen çok sayıda sponsor destek oldu.
BASEV Başkanı Sermet Tolan’ın “Daha iyisini yapmak ve çıtayı hep daha yükseğe koymak” için ilham aldıklarını vurguladığı kısa kapanış konuşmasının ardından kokteyl ile etkinlik sona erdi.